MEHDİ İNANCI
Mehdi
nedir?
Mehdi,
Müslümanlar tarafından ahir zamanda dünyaya geleceği ve dünyada İslam'ı hâkim
kılacağına inanılan kişidir. Kur'an da ismi geçmez, fakat hadislerde geçer.
Hem sünni hem de Şii mezhebinde de Mehdi inancı
görülmektedir.
Sözlüklerde
hidayette, doğru yolda olan, başkalarının hidayet ve doğru yolda gitmelerine
vesile olan manasına gelen Mehdi, İslami bir terim olarak ahir zamanda
geleceği müjdelenen, kendisine Allah noktalarda
hata ve yanlışlıklardan korunan, insanları, bilhassa Müslümanları irşad eden, doğru yola sevk eden,
zulüm ve haksızlıkların kol gezdiği bir dünyada adaleti tesis eden, ahir zamanda
geleceği müjdelenen Âl-i Beyt’ten büyük bir zattır.
Kavramsal
temeller ve yaygınlık
İnanç Kur’an da yer
almadığı halde bazı ayetlerin yorumları, çoğunluğu veya tamamı uydurma
olduğu ifade edilen hadisler ve dini önderlerin
sözlerine dayanmaktadır. Şiiliğin inanç esaslarından sayılan mehdi inancı, tarih boyunca olduğu gibi
Akademik çevrede pek fazla itibar edilmese de tasavvuf ve tarikat
merkezli, kendi liderlerini Mehdi, cemaatlerini de Mehdinin cemaati olarak
görmek isteyen sünni toplumlarında
da yaygın kabul ve etki gücüne sahiptir.
Mehdi, inanca göre deccalin olduğu bir zamanda gelecek
ve deccale karşı savaşacaktır.[1] İsa Mesih gökten yeryüzüne inince
onun yanında olup deccali yenmesine yardım edecektir.[2]
1 www.musayusuf.com
mehdi ve altınçağ mehdi hakkında çeşitli konular
Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri de üstün
kişilerdir. Her gurupta bu üstünlükleri elde edebilmek ve kendi liderinin Mehdi
olduğunu ispat edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur. Bu
yüzden Mehdi’nin dış görünüşü, yapacakları ve çıkacağı yer hakkında birbiriyle
çelişen çok sayıda hadis vardır; Bir hadise göre Mehdi Şam’dan, diğerine göre
Kufe’den, bir diğerine göre İstanbul’dan, yine bir başka hadise göre ise
Medine’den çıkacaktır.
İnancın
tarihsel gelişimi
Mehdi deyimi "bir inanç olarak"
tarihte ilk kez
Keysanilik hareketinin kurucusu olan Ali 'nin
oğlu Muhammed
El Hanefiyye için kullanılmıştır. Ayrıca Haris b. Süreyye, Abdullah bin Zübeyr, Ali’nin kölesi
Keysan, oğlu Hüseyin, Abdullah
bin Zübeyr, Muhtar es
Sakafiy e bağlı Ali, Emevi
halifesi Süleyman
bin Abdülmelik ve Yezid'in oğlu
Ebu Muhammed için de mehdilik iddia
veya isnadları bulunmaktadır. Bazı
yazarlar, İslamdaki Mehdî inancının kökenlerini Mecusîlik gibi Fars
inançlarında ararken diğer bazıları da bunu Yahudi-Hıristiyan geleneğindeki
“Mesih” öğretisine alternatif oluşturma amacına bağlarlar. Ancak
tarihsel olarak Mecusi inancı daha eskiye dayandığı için, Mesih inancını
geliştiren Yahudîler’in de, bu düşüncelerini Babil
sürgünü zamanında dönemin etkin dini Mazdeizm’den
almış olması muhtemeldir.
Müslümanlar, değişik kurtarıcı fikirlerinden
etkilenmiş olsalar da, kendi sosyal şartlarına uygun olarak farklı bir mehdî
profili (veya profilleri) ortaya koydular. Şii önderler yeni bir kurtarıcı
beklemek yerine, 12. İmam’ın
ölmeyip gaybete girdiği ve ileride yeniden ortaya çıkacağını
ileri sürdüler. Şiilikte Mehdîlik iddiaları, ileride gelecek bir şiî hükümetin
sembolü olarak kullanılmaktaydı. Fakat sonraları şiî ekol mehdîyi gerçek manada
anladı ve imamiye kolu
onu beklemeyi bir inanç esası haline getirdi. Mehdî’ye birçok vasıflar
yükleyerek, hakkında rivayetler uydurdular.[3] Yüzlerce
sayı ile ifade edilebilecek bu rivayetler günümüzde sünni kesim tarafından da
makbul sayılan pek çok kaynakta yer almaktadır. İnanç hicri 3. Yüzyılın
sonlarından itibaren İslam dünyasına yerleşmiştir.
Mehdicilik hareketleri içerisinde İbn Tumart, Tevhid'e ağırlık veren ve Malikî mezhebini eleştiren hareketi başlatarak 1121'de kendini
Mehdi ilan etmiş ve Murabıtları yıkmayı amaçlamıştır. 1130'de İbn Tumart ölmüş ve
ardından Abdül Mumin tarafından Muvahhidler kurulmuştur. Dünyada Mehdîci hareketlere dayanan diğer
isyanların meydana geldiği ülkeler ve yılları; Kuzey Nijerya (1804), Hindistan
(1820, 1828 ve 1880), Java (1825), İran (1844), Cezayir (1849, 1860 ve 1879),
Senegal (1854), Sudan (1881) ve Somali
Muhammed
Ahmed,
Sudanlı sufi şeyhi, Kendisinin mehdilik iddiasını temel alan Mehdi devletinin
kurucusu.
MEHDİ
İNANCI
Tarikat ve cemaat merkezli birçok Sünni toplulukta mehdi
beklenmektedir. Mehdinin kıyamete yakın
dönemde zulüm ve adaletsizliğin her tarafı kapladığı bir zamanda gelip
yeryüzünü adaletle dolduracağı ve İslâmı hâkim kılacağına ve Ehl-i beyt'ten
bir kişi olacağına inanılır. Şiilikten farklı olarak mehdi beklentisi ölmüş
veya kaybolmuş bir kişinin dönmesi şeklinde değil, kıyamete yakın
gelecek bir kişinin Allah tarafından seçilmesi veya görevlendirilmesi
şeklindedir.
Şiilik meşrebinin Caferilik mezhebi
de Keysaniliğin mesih inancından etkilenmiştir. 12. İmam Muhammed el
Mehdi (Muhammed Muntazar) (Arapça: محمد المهدي)'ın 874'de
babası ve 11. İmam Hasan el Askari'nin
ölümünün ardından 4, 5 yaşındayken Gayba haline
girerek 940'e kadar küçük Gayba yaşandığına ve 940'den sonra büyük Gayba haline
girdiğine inanılmıştır.
İsmailîlik'te
İsmailîlik mezhebinde,
diğer sülaleden gelen ve gayba eden Mesih'in Kâim olarak Rücu edeceğine
inanılmıştır. Ve bu inanç Fatımi'in ikinci
imamının adı Kâim'e yanstılmıştır
Alevilikte İmam Mehdi onikinci İmam diye bilinir.
Dürziler de kendilerini kurtarmak üzere Fatımi
halifesi El-Hakim bi-Emrillah'ın dönüşünü
beklemektedirler.
Keysanilik'te: Şiiliğin
ilk kollarından Keysaniyye'ye bağlı Muhtar, Muhammed bin Hanifiyye'yi Mehdi
olarak kabul ederek Kufe'da isyan ettiği zaman ilk defa
Mesih anlamıyla Mehdi kelimesi kullanılmıştır. İsyan bastırıldıktan sonra
700'de Muhammed bin Hanefiyye'nin öldüğünde bir kısım Keysaniler, Muhammed bin
Hanefiyye'nin ölmediğini ve geçici olarak saklandığına inanmışlardır. Böylece
Gayba ve Rucu' inanışları ortaya çıkmıştır
Abbasiler'de: Emeviler'in
son döneminde Mehdi inanışı yayılmıştır. Abbasiler bu inanıştan istifade ederek
Emevilerle mücadele etmiştir. Bu durum Abbasilerin 3. halifesi olan Muhammed
ibn Mansur'un lakabı "el-Mehdi"'ye de yansıtılmıştır.
Mirza
Gulam Ahmed, Pakistan kökenli, Kadıyanilik olarak ta
isimlendirilen Ahmediye hareketine göre Mesih ve Mehdi'dir.
Osmanlı’da
Mehdîci hareketler olarak
kabul edilen Rafızî isyanları önemli yer tutmaktadır. Bu hareketlerin ilk
örnekleri 1240 yılındaki Babaî ayaklanması,
son örneği ise 1665 tarihindeki Seyyid Abdullah isyanıdır. 1511 deki Şahkulu
isyanı, 1520’de Bozoklu Celal ve 1527 tarihli Şah Kalender isyanları ihtilalci Mehdîci hareketlerin önemlileri olup 1525-1528
tarihleri arasında Adana ve Orta Anadolu’da ortaya çıkan küçük çaplı hareketler
de vardır.
İsyan önderlerinin tamamına
yakını, müritleri tarafından şeyh olarak görülen, kendilerini Mehdî ilan
etmeden evvel, bir mağaraya çekilerek uzun bir süre inziva hayatı yaşayan,
inzivadan çıktıktan sonra Allah ile temas kurduklarını ve O’nun kendisini
görevlendirdiğini açıklayarak ayaklanmayı başlatan kişilerden oluşur. Osmanlı
padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman ve IV. Murad da Mehdî-i ahirzaman olarak
vasıflandırılmışlardır.
Risale-i nur ekolü'nde
Risale-i
Nur'ların
değişik yerlerinde işaret edilen veya anlatılan Mehdi konusu, cemaatin,
mehdinin kendi içlerinden çıkacağı, mehdinin Risale-i nur'u bir program olarak
kullanıp O'nunla bütün dünyaya hakim olacak bir hizmeti 2000'li yılların
başlarından itibaren yürüteceği beklentisi bulunmaktadır. İstikbal-i Dünyevide
1400 sene sonra gelecek bir hakikatı asırlarında karib zannetmişler.[4] -…Hakiki beklenilen ve bir asır sonra
gelecek o zaat..[5] - Ta ahir zamanda, hayatın geniş
dairesinde asıl sahipleri, yani Mehdi ve şakirtleri, Cenab-ı Hakkın izniyle
gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sümbüllenir.[6]
4 Risale Sözler/Yirmidördüncü söz309
5 Kastamonu Lahikası/Birden ihtar edilen
bir mesele
6 Sikke-iTasdik-i Gaybi 153 Kastamonu
Lahikası 76
Mehdi Âl-i Resul’un temsil ettiği Kudsi
Cemaatinin Şahs-i Manevîsinin üç vazifesi var. Eğer çabuk kıyâmet kopmazsa ve
beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler
cemaati yapacağını rahmet-i İlâhiyyeden bekliyoruz.[7]
Günümüzde
Adnan Oktar,
mehdinin doğum tarihi, fiziksel özellikleri, çıkış yeri vb. tüm özelliklerinin
kendisine bire bir uyduğu şeklinde çeşitli basın ve yayın organlarında
konuşmalar yapmakta ve yazılar yayınlamaktadır.
İskender
Evranosoğlu MİHR
(Mehdi, İmam, Halife, Resul) vakfı ile desteklenen değişik yayın organları ile
kendisinin mehdi-resul olduğu yönünde iddialar içeren dini çalışmalar
yürütmektedir.
Basralı Ahmed
El Hasan 1999 yılında "Ansar'ul
mehdi" ismiyle örgütlenerek, kendisinin mehdinin öncüsü ve hazırlayıcısı
olduğu iddiasıyla davetine başlamıştır.
Şia’ya
Göre Hz. Mehdi Kimdir?
Ehl-i Beyt mektebine göre ismi Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve
alih’in ismi, künyesi de Resulullah’in künyesi olan Hz. Mehdi, Hz. Ali ve Hz.
Fatıma’nın soyundan gelmektedir ve Hz. Hüseyin’in oğlu Hz. Ali ZeynülAbidin’in
oğlu Hz. Muhammed Bâkır’ın oğlu Hz. Cafer Sadık’ın oğlu Hz. Musa Kazım’ın oğlu
Hz. Ali Rıza’nın oğlu Hz. Muhammed Taki’nin oğlu Hz. Ali Naki’nin oğlu Hz.
Hasan Askeri’nin oğludur. Yani Hz. Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih’in
onuncu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ise Hz. Hüseyin aleyhi’s-selâm’den olan
dokuzuncu torunudur.İmamı
Rabbanî Ahmed Faruki Serhendi ise "Mektubat" isimli
kitabında "MEHDİ"nin
derecesi hakkında şu bilgiyi vermektedir:
"Geleceği haber verilmiş bulunan Hz.
MEHDİ'nin de Rabbi, ilim sıfatıdır... Bu zât da, Hz. Âli
gibi İsa Aleyhisselâm'a bağlıdır...
Sanki İsa Aleyhisselâm'ın iki ayağından
birisi Hz. Âli'nin başı üzerinde, ikinci ayağı da Hz.MEHDİ'nin başı
üzerindedir..."
7 Emirdağ lahikası231
İslâm
ansiklopedisinde ise, "MEHDİ" lakaplı
beklenen kişi hakkında özetle şu bilgi verilmektedir:
"MEHDİ'nin mânası, kendisine
"ALLÂH" tarafından yol gösterilen kişi şeklindedir... Kelime,
geçmişte bazı kişiler; gelecekte de kıyamet öncesinde gelecek bir kimse için
kullanılmaktadır.
Bu kelime ilk defa olarak Emevi halifesi
ikinci Ömer için "müceddid" olarak kullanılıyor ve ikinci Ömer,
"ALLÂH"ın rehberliğine mazhar kabul ediliyordu...
Daha sonraki devirlerde ise, müceddidlerin
birincisinin ikinci Ömer olduğu, nihayet yedinci ve sonuncusun da, iki görüşe
göre, "MEHDİ" veya "İsa" olacağı kabul edilmektedir…"
HZ.
MEHDİ İLE İLGİLİ HANGİ GÜVENİLİR KAYNAKLARDA HADİSLER RİVAYET EDİLMİŞTİR?
• 1)
Tirmizi'nin Sünen'inde 3
tane,
• 2)
Ebu Davud'un Sünen'inde 8
tane,
• 3)
İbn-i Mace'nin Sünen'inde
8 tane,
• 4)
Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde
12 tane,
• 5)
Abdülrezzak b. Hemmam'ın el-Musannef'inde
8 tane,
• 6)
İbn Ebi Şeyhe'nin el-Musannef'inde
14 tane,
• 7)
İbn Hibban'ın Sahih'inde 7
tane,
• 8)
Heysemi'nin Zevaid'inde 20
tane,
• 9)
Suyuti'nin Cami'us Sağır'ında
8 tane,
• 10)
El-Muttaki el-Hindi'nin Kenzü'l
Ummal'inde 59 tane,
• 11)
Hakim'in Müstedrek'inde 12
tane,
• 12)
Deylemi'nin el-Firdevs'inde
7 tane,
• 13)
Darekutni'nin Sünen'inde 1
tane olmak üzere, bu kaynaklarda Hz. Mehdi ile ilgili toplam
159 güvenilir hadis-i şerif bulunmaktadır
Hz.
Mehdi'nin ahir zamanda muhakkak çıkacağını bildiren hadislerden bazıları
şunlardır:
• Eğer
dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O (Hz. Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o
günü uzatırdı
• Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu
uzatır ve Ehli Beyt’imden birisini (Hz. Mehdi) melik kılardı.[8 ]
•
Mehdi
bizdendir. Allah bu dini nasıl bizimle paylaşmışsa, Onunla da sona
erdirecektir. Ve onlar bizimle nasıl şirkten kurtulmuşlarsa, onunla da fitneden
kurtulacaklardır.[9]
• Kıyâmetin kopması için zamanda sadece
bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt’imden bir zatı
gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracak.[10]
-
Hz. Mehdi’nin Gelmesinin Yakınlaştığını Gösterecek Olan Alametler Nelerdir?
• 1)
Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi
• 2)
Fitnelerin Çoğalması
• 3)
Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Yaygın Katliamlar Meydana Gelmesi
• 4)
Dünyanın Her Yerini Karışıklık ve Kargaşanın Kaplaması
8
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il
Mehdiyy –il Ahir Zaman 10
9
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman 20
10
Sünen-i Ebu Davud 5/92
• 5)
Kadınlar ve Çocukların Dahi Katledildiği Fitnelerin Yaşanması
• 6)
Müslümanlara Baskının Artma
• 7)
Haramların Helal Sayılması
• 8)
Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi
• 9)
Fırat'ın Suyunun Kesilmesi
• 10)
Ramazan'da Ay ve Güneş Tutulmaları
• 11)
Sahte Peygamberlerin Çoğalması
• 12)
Dinin Şahsi Çıkarlar İçin Kullanılması
• 13)
Büyük ve Hayret Verici Şeylerin Meydana Gelmesi
Soru: Bildiğimiz
gibi Kur’an’da Mehdilik konusu sarih ve net bir şekilde herhangi bir ayette
açıklanmamıştır. Ancak hadislerde net bir şekilde yer almıştır. Şunu sormak
isteriz; Kur’an’ın konuları işlerken kullandığı üslup nedir? Neden bu konuya
açık bir şekilde yer verilmemiştir.
Cevap: Kur’an
gayıptan ve gelecekten haber verdiğinde daima konuları umumi olarak ele alıyor
ve çok cüzi ayrıntılara girmiyor. Bir çok ayet vardır ki ancak Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm hakkında
tatbik edilebilir. O ayetlerden biri yukarıda geçen ayettir. “O elçisini hidayet ve hak dinle gönderdi ki
onu (hak dini) bütün dinlerin üstüne çıkarsın.” Bu ayet sadece Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm hakkında
tatbik edilebilir. Bu tabir üç surede yer almıştır. Tevbe/33, Fetih/28, Saf/9.
Bir diğer ayette şudur: “Andolsun
Tevrat’tan sonra Zebur’da da “Yeryüzüne mutlaka salih kullarım varis olacak”
diye yazmıştık.” ( Enbiya/105)
KAYNAKÇA
•
Hayrettin KARAMAN - Mehdi Meselesi 2010
•
Ahmet HULUSİ- Mehdi-Mehdilik İstanbul 1988
•
Hüseyin Gazi YURDADIN- Mehmet DAĞ -Dinler Tarihi Ankara 1978
•
Mehmet ATAY-Kütüb-i Sitte’deki Mehdi Hadislerinin Dinler Tarihi
Açısından İncelenmesi Isparta 2003
•
Ethem Ruhi FIĞLALI Mehdi
İnancı Üzerine(Mezhepler Tarihi Üzerine İnceleme)
•
İslam Ansiklopedisi
• mehdi.nedir.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.